Nefesiniz hangi hastalıklarınızı ortaya çıkarabilir?

Derin bir nefes alın… Vücudunuzun en gizli mesajlarını taşıdığını biliyor muydunuz? Nefesinizin, hastalıkları nasıl fısıldadığını anlatan bu hikaye ile tanışın ve modern tıbbın sırlarını keşfedin.

Nefesiniz hangi hastalıklarınızı ortaya çıkarabilir?

Can’ın hayatı, son birkaç aydır garip bir sırla doluydu. Ne kadar diş fırçalasa da, naneli sakız çiğnese de ağzındaki o metalik tat ve kokuyu bir türlü gideremiyordu. Eşinin, “Can, bir doktora görünsen iyi olur,” demesiyle başlayan bu endişe, onu yıllardır gitmediği aile hekiminin kapısına getirdi.

Doktor karşısında oturan Can’a gülümseyerek, “Anlattıklarınız çok yaygın bir şikayet, Can Bey. Ama bazen vücudumuz bize konuşmak için çok daha farklı yollar dener,” dedi. Sonra masanın üzerindeki, küçük, parlak bir kutuyu işaret etti. “Bu, yeni bir cihaz. Ona ‘elektronik burun’ diyoruz.”

Can şaşkınlıkla baktı. “Nefesimden ne anlayabilir ki?”

Doktor, nefesin sadece solunan hava olmadığını, vücudun kimyasal atıklarını dışarı attığı bir kapı olduğunu anlattı. “Her organınız, her metabolik faaliyetiniz, nefesinize kendine has bir koku imzası bırakır. Bu cihaz da o imzayı okuyor.” Doktor, Diyabet hastalarının nefesindeki tatlı, meyvemsi kokudan bahsetti. Ya da böbrek hastalarında görülen o keskin, amonyak benzeri kokudan… Vücutlarındaki sorunları dışarıya fısıldayan birer sessiz çığlık gibiydi.

Can, merakla cihazı tuttu ve içine doğru derin bir nefes verdi. Cihaz birkaç saniye içinde ekranda bir grafik oluşturdu. Doktor ekrana baktı, yüzünde ciddi bir ifade vardı. “Anlattığınız gibi… Sanırım vücudunuz size bir süredir mesaj yollamaya çalışıyor, Can Bey.”

Doktor, Can’ın nefesindeki belirli bileşenlerin, onun erken evre böbrek yetmezliği riski taşıdığını gösterdiğini söyledi. O garip metalik tadın, aslında böbreklerinin kanda biriken atıkları yeterince süzemediğinin bir işareti olduğunu anlattı. Can, başta şaşırdı, sonra bir rahatlama hissetti. Bu, aylar süren belirsizlikten sonra gelen somut bir cevaptı.

O gün, Can sadece bir randevudan fazlasını almıştı. Bir nefesin, bir hayatın hikayesini anlatabileceğini, bir kokuya takılıp kalmanın bazen en doğru yol gösterici olabileceğini anlamıştı. O gün aldığı erken teşhis sayesinde, tedaviye hemen başladı ve hayatını yeniden düzene soktu.

Can artık, bir fincan kahve içerken, derin bir nefes alıp verirken, sadece havayı değil, vücudunun kendisine gönderdiği o sessiz ve yaşamsal mesajları da hissediyordu. Ve biliyordu ki, o nefes analizi, onun için sadece bir teşhis değil, aynı zamanda hayatına geri verilen bir şanstı.

Nefesiniz kokuyorsa hangi hastalığın belirtisi olabilir?

Amonyak kokulu nefes (idrar kokusu): Genellikle böbrek yetmezliği veya şiddetli böbrek hastalıkları ile bağlantılıdır. Böbrekler atıkları düzgün bir şekilde dışarı atamadığında, üre kanda birikir (üremia adı verilen bir durum) ve tükürükte amonyağa dönüşür. Sonuç olarak nefes güçlü, idrar benzeri bir koku yayar.

Çürük veya çürümüş koku: Genellikle sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanır; bu enfeksiyonlarda, özellikle tıkanıklık ve ateşle birlikte, sıkışmış mukus enfekte olur. Sıkışmış bakteri ve mantarlar, nefesle salınan kükürt bileşikleri ve diğer kötü kokulu gazlar üretebilir. Bronşit ve zatürre de benzer bir kokuya neden olur.

Küflü koku: İleri karaciğer hastalığı veya ani karaciğer yetmezliğinin bir belirtisidir. Karaciğer kandaki toksinleri düzgün bir şekilde filtreleyemediğinde, dimetil sülfür, merkaptanlar ve amonyak gibi maddeler birikir ve nefesle dışarı atılır, bu da kendine özgü bir kokuya neden olur.

Ekşi süt veya asidik koku: Genellikle sjögren sendromu ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklarda sık görülen ağız kuruluğu (kserostomi) sonucu ortaya çıkar. Tükürük bezlerinin işlev bozukluğu, parkinson gibi nörolojik rahatsızlıklar ve antihistaminikler ve antidepresanlar gibi ilaçlar da ağız kuruluğu kokusuna neden olabilir. Sigara ve elektronik sigara gibi alışkanlıklar bile zarları kurutarak bu ekşi kokuya yol açabilir.

Çürümüş et veya çöp kokusu: Bu rahatsız edici koku genellikle kötü ağız hijyeni, enfekte diş etleri veya bakteri ve yiyecek parçacıklarını hapseden bademcik taşları (tonsillolitler) nedeniyle oluşur. Diş fırçalama, diş ipi kullanma, antiseptik gargara ve diş hekimine gitme bu sorunu gidermeye yardımcı olabilir.

Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amaçlı bilgiler içermektedir. Bu nedenle, herhangi bir sağlık sorununuz varsa, komplikasyonlardan kaçınmak için bir uzmana danışmanızı öneririz.

YAZAR BİLGİSİ
İspanya'da yaşıyor ve sevdiği mesleği yapıyor:)