Aplastik anemi nedir, döküntüleri neden olur ve nasıl tedavi edilir?
Aplastik anemi (AA), kemik iliğinin yetersiz çalışması sonucu kan hücrelerinin üretilememesidir. Aplastik anemi döküntüsü, trombosit düşüklüğünden kaynaklanır. Tedavi, bağışıklık baskılayıcılar ve kök hücre naklidir.

Aplastik anemi (AA), kemik iliğinin yetersiz çalışması sonucu kan hücrelerinin üretilememesidir. Aplastik anemi döküntüsü, trombosit düşüklüğünden kaynaklanır. Tedavi, bağışıklık baskılayıcılar ve kök hücre naklidir.
Aplastik Anemi (AA) Nedir?
Aplastik anemi (AA), vücudun kan üreten fabrikası olan kemik iliğinin doğru şekilde çalışmadığı nadir ve ciddi bir kan hastalığıdır. Sağlıklı bir kemik iliği; kırmızı kan hücreleri (oksijen taşır), beyaz kan hücreleri (enfeksiyonla savaşır) ve trombositler (kanın pıhtılaşmasını sağlar) olmak üzere tüm kan hücrelerini üretir.
Aplastik anemi durumunda ise kemik iliği hasar görür ve bu hücrelerin tamamını veya büyük bir kısmını yeterince üretemez. Bu durum, hastaların yaşam kalitesini düşürür ve tedavi edilmediği takdirde hayati risk taşır.
Aplastik Anemi Döküntüsü
Aplastik aneminin en çarpıcı ve dışarıdan fark edilen belirtilerinden biri döküntüdür. Bu döküntü, hastalığın doğrudan kendisinden değil, kemik iliğinin yeterli trombosit (kan pulcuğu) üretememesinden kaynaklanır.
Döküntü genellikle iki ana şekilde ortaya çıkar:
- Peteşi: Cilt altında toplu iğne başı büyüklüğünde, kırmızı veya mor renkte, nokta şeklinde küçük kanamalardır. Genellikle bacaklarda, ayaklarda ve vücudun baskıya maruz kalan bölgelerinde görülür. Bu noktalar bastırıldığında kaybolmaz.
- Purpura: Peteşiden daha büyük, mor veya kahverengi renkte lekelerdir. Trombosit sayısının çok düşük olduğu durumlarda daha yaygındır ve ciddi kanama riskini işaret eder.
Trombositler pıhtılaşmayı sağladığı için, sayılarının azalması kılcal damarların kolayca çatlamasına ve cilt altında kan birikmesine neden olur, bu da döküntü olarak görülür.
Aplastik Aneminin Diğer Önemli Belirtileri
Kan hücrelerinin her üç tipinin de düşmesi (pansitopeni) nedeniyle Aplastik anemi, farklı sistemleri etkileyen belirtiler gösterir:
- Kırmızı Kan Hücresi Eksikliği (Anemi): Yorgunluk, halsizlik, çabuk yorulma, nefes darlığı ve ciltte solukluk.
- Beyaz Kan Hücresi Eksikliği (Lökopeni): Sık sık enfeksiyon geçirme, enfeksiyonların zor iyileşmesi ve ateş (acil tıbbi müdahale gerektirir).
- Trombosit Eksikliği (Trombositopeni): Kolay morarma, diş etlerinde veya burunda sık kanama, idrar veya dışkıda kan.
Aplastik Anemi Tedavisi
Aplastik anemi tedavisi, hastanın yaşına, hastalığın şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Temel olarak iki ana tedavi seçeneği mevcuttur:
Hematopoetik Kök Hücre Nakli (Kemik İliği Nakli)
Hastalığın en kesin ve kalıcı tedavi yöntemidir. Hastanın hasarlı kemik iliği yok edildikten sonra (genellikle kemoterapi ile), sağlıklı bir donörden alınan kök hücreler hastaya nakledilir.
Genellikle 50 yaş altındaki hastalar ve uyumlu bir tam doku eşleşmesine sahip (tercihen kardeş) donörü olan hastalar için ilk tercihtir. Yeni kök hücrelerin yerleşerek sağlıklı kan hücreleri üretmeye başlamasını sağlamaktır.
İmmünosupresif Tedavi (Bağışıklık Baskılayıcı Tedavi)
Hastalığın çoğunlukla otoimmün bir süreç olduğu (vücudun bağışıklık sisteminin kendi kemik iliğine saldırması) varsayımına dayanır. Bu tedavi, bağışıklık sistemini baskılayarak kemik iliğine yapılan saldırıyı durdurmayı hedefler.
- İlaçlar: En sık kullanılan ilaçlar Sığır Timosit Globulini (ATG) ve Siklosporin gibi ilaçlardır.
- Kullanım Alanı: Kök hücre nakli için uygun donörü olmayan veya yaşı ileri olan hastalar için birincil tedavi seçeneğidir.
Destekleyici Tedaviler
Düşük kan hücrelerini (kırmızı kan hücresi veya trombosit) yükseltmek için düzenli olarak kan veya trombosit nakli yapılır. Kemik iliğini geçici olarak uyararak kan hücresi üretimini artırmaya yardımcı olabilir (örneğin, eltrombopag). Beyaz kan hücresi düşüklüğü nedeniyle, enfeksiyonlar hemen ve agresif şekilde antibiyotiklerle tedavi edilmelidir.
Aplastik anemi, erken teşhis ve doğru tedavi ile yönetilebilir bir hastalıktır. Eğer yukarıdaki belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, mutlaka bir hematoloji uzmanına başvurmalısınız.