google.com, pub-4494608888892712, DIRECT, f08c47fec0942fa0

Sarı Serum uygulamasının tıbbi gerçeklik

11.02.2025 Düzenleme: 07.03.2025 15:05
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ab Dalı Başkanı

Son günlerde ülkemizde sıkça adı geçen “sarı serum tedavisi sonrası ölüm” haberleri gündemdeki varlığı ile bilim dünyasında ve toplumumuzda şüphe ve merak uyandırmıştır.

Tıp hekimi olmamdan ve uzmanlık alanımın farmakoloji olmasından dolayı ilgili konuya tıbbi açıklık getirmek ve kapsamlı olarak ele alarak toplumsal bilinci arttırmayı ve farkındalık oluşturmayı amaçlamaktayım.

Bu tür uygulamalara bağlı olarak gelişen olayların temelinde 3 sebep yer almaktadır:

1. Kişiye bağlı faktörler (yaş, eşlik eden hastalık, kilo, genetik, allerjiye yatkınlık vb.)

2. İlaca/ajana bağlı faktörler (çoklu ilaç, ilaç etkileşimleri, doz, doğru ilaç şekli vb.)

3. Uygulama tekniğine bağlı faktörler (sterilite, uygulama yolu ve uygulama hızı vb.)

Tıbbi pencereden bakıldığında hastalara yalnızca ihtiyaç durumunda ilaçlar uygulanmalıdır. Bu ilaç uygulamaları, hastaların kapsamlı olarak değerlendirilmesi (hasta öyküsü, fizik muayene, laboratuvar testleri) ile belirlenmektedir. Bilindiği üzere medikal tedavi planlamalarında en çok ağız yolundan uygulamalar (tablet, kapsül, şurup vb.) tercih edilmektedir.

Fakat bazı hastalık durumlarında özellikle yutma fonksiyonlarını etkileyen durumlarda, bilinç düzeyi değişikliklerinde, besin zehirlenmelerde ve bulantı-kusma varlığında ağızdan ne beslenme ne de tedavi edici ajan uygulama uygun olmamaktadır.

Böyle hastalarda tedavi sürecinin devamı için veya hayati fonksiyonların sürdürülebilmesi için gerekli olan glikoz (şeker), elektrolitler, vitamin takviyesi ve ilaçlar için damar içi uygulama yapılmaktadır.

Bu tedaviler, toplardamarlara verilen serumlarla ve bu serumların içerisine gerektiğinde eklenebilen ilaçlarla/ajanlarla gerçekleştirilmektedir. Bu ilaçlara örnek olarak ağrı kesiciler, bulantı-kusma gidericiler, mide koruyucular, kas gevşeticiler, kortizol benzeri iltihap gidericiler ve çeşitli vitamin kompleksleri verilebilir. Damar içi tedavi kararını sadece hekimler verebilir, uygulamalar sadece hekim reçetesi ile yapılmalıdır ve bu tür bir tedavinin hastane gibi resmi sağlık kuruluşunda uygulanması gerekmektedir.

Özellikle yenidoğanlar, bebek ve çocuk yaş grubu ve yaşlı hastalar damar içi tedaviye hassas olabilmektedir ve bu uygulamalar yapılırken çok dikkat edilmesi gerekir.

Vücut yüzey alanının ve damar yatağın küçük boyutlarda olması sebebiyle pediatrik hastalarda ilaç-doz ayarlaması önem arz etmektedir. Aynı şekilde yaşlı hastalarda da eşlik eden hastalık varlığında (kalp yetmezliği, hipertansiyon vb.) serum tedavisi uygulaması dikkatle yapılmalıdır.

Mikroorganizmaların (bakteriler, virüsler, mantarlar, parazitler) sebep olduğu hastalıklar, çoğunlukla ilgili patojene yönelik tedavilerle iyileşmektedirler.

Örneğin havaların soğuması ile baş gösteren halsizlik, yorgunluk ve üst solunum yolu semptomları ile seyreden mevsimsel grip vakalarında etken sıklıkla influenza virüsüdür ve hastalık tedavisinde yatak istirahati, sıvı alımı ile birlikte ihtiyaç varlığında virüslere yönelik ilaçlar kullanılabilmektedir. Hastalığın tam düzelmesi için belli bir süre geçmesi gerekmektedir.

Fakat toplumumuzda bu gibi durumlarda hastaların hemen iyileşmek için sıklıkla “sarı serum” olarak adlandırılan tedavileri başvuruları sırasında hastanelerden talep ettiği bilinmektedir. Bu uygulama özellikle farmakolojik açıdan değerlendirildiğinde hastalara damar içi yolla verilen farklı oranda şeker ve mineral içerikli serum sıvılarının içerisine katılan B ve C vitaminlerden kaynaklı sarı renk almış halidir.

Bu tedavinin; iyileşmesi belli bir zaman alacak enfeksiyon vb. hastalıklarda tam kür sağladığına dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Kısa süreli, geçici belki de plasebo (fayda görme beklentisi) etkiden kaynaklanacak bir iyilik hali oluşturabilme ihtimali olsa da gerekmedikçe ve ancak tahlillerle belirlenecek bu vitamin ve minerallerin eksikliği oluşmadıkça kullanılması uygun değildir.

Yine benzer şekilde bir an önce iyileşme isteği ile hastaneye başvuran hastaların muayene olduğu hekimlerden talep ettiği, enerji vereceğini düşündüğü, hemen düzeleceğini varsaydığı birkaç farklı ilacın aynı anda katıldığı serumlar oluşturulmaktadır. Bu yaklaşımda ise genellikle vitamin kompleksleri, steroidler, allerji giderici ilaçlar, ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ve mide koruyucular gibi ilaç grupları birbirleri ile farklı kombinasyonlarda karıştırılmaktadır.

Farmakolojik açıdan ele alındığında; birbirleriyle geçimsiz ilaçların aynı serum içerisinde verilmemesi, bir araya geldiklerinde çökelti oluşturan ilaçların aynı seruma katılmaması, farmakokinetik açıdan ilaç-ilaç etkileşimi çerçevesinde birbirlerinin etkilerini aşırı artırıp toksik etki oluşturabilen ya da biri diğerinin etkisi sonlandırabilen ilaçların mümkünse birlikte uygulanmaması gerekmektedir. Bu etkileşimleri bilebilecek kişi de ancak bu eğitimi almış olan hekimlerdir.

Hastaların farkında olmadığı veya henüz daha tanı almadıkları sistemik hastalıklar varlığında gereksiz ve bilinçsiz damar içi tedavi alınması mevcut olan hastalığını şiddetlendirebilir hatta ölüme varan kötü sonuçlara yol açabilir.

Hastane içi gereksiz ve hastane dışı bilinçsiz damar içi serum uygulamaları literatüre de girdiği üzere sepsis gibi sistemik enfeksiyonlar (steril olmayan koşullar), aşırı duyarlık reaksiyonları, vitamin zehirlenmesi (sistemik toksik etkiler), kan basıncı değişiklikleri (altta yatan hipertansiyon), hiperglisemi (altta yatan şeker hastalığı), elektrolit bozukluğu, akut böbrek yetmezliği (vitamin yük artışı), akut akciğer ödemi (sıvı yüklenmesi), anafilaksi vb. çok ciddi istenmeyen olayları hatta ölümleri meydana getirebilir.

Bahsedilen durumları ve zararları en aza indirmek için; damar içi tedaviler hekim kontrolünde ve hastane şartlarında uygulanmalıdır. İlgili ilaçların ve sıvıların merdiven altı üretilmemiş olmasına ve son kullanma tarihlerinin geçmemiş olmasına dikkat edilmelidir.

Herhangi bir beklenmedik olaydan şüphelenildiğinde sağlık kuruluşlarına başvurulmalı ve hekimler bilgilendirilmelidir. Bilinen bir hastalığı bulunmayan sağlıklı bireylerin vitamin içeren serum tedavilerini almaması gerekmektedir.

Netice olarak, halk arasında sarı serum, atom gibi isimler verilen damar içine sıvı, vitamin ve ilaç uygulamaları ancak hekimin muayene ve tahlil sonucunda karar vereceği ve bilinçsizce yapılan karışımların ciddi allerjik reaksiyonlara hatta ölüme bile yol açabilecek bir durum olduğu unutulmamalıdır!