Hodgkin Lenfoma (HL) nedir?

Klasik HL Olgularında Tedavi 1940’lı yıllarda hastaların yüzde 50’sinden fazlası tanıdan sonraki 6 ay içerisinde hayatını kaybetmekte iken, günümüzde HL olguları başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.

10.06.2023
Hodgkin Lenfoma (HL) nedir?

Kardiyovasküler hastalıklar HL yaşayanlarında en sık 3. ölüm nedenidir. HL’lı olgularda kardiyak mortalite tüm mortalite olgularının yüzde 10-15’inden sorumlu tutulmaktadır. Kardiyak yan etkilerin görülme olasılığı tedavi sonrası her geçen yıl giderek artış göstermektedir.

 

Tedavi tamamlandıktan 20-25 yıl sonra risk en yüksek düzeye ulaşmaktadır. Bu grup hastalarda kardiyak mortalite nedenleri arasında perikardit, pankardit, perikardiyal effüzyon, perikardiyal fibrozis, konjestif kalp yetmezliği, kapak hastalıkları, ileti defektleri ve koroner kalp hastalığı sayılabilir.

 

En sık izlenen kardiyovasküler komplikasyon, koroner arter hastalığına ikincil akut myokard enfarktüsüdür. Mediastinal radyoterapi, antrasiklin gibi kemoterapi ajanlarının kullanılması ve kardiyak hastalık yönünden aile öyküsünün olması, sigara kullanımı, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi diğer koroner arter hastalığı risk faktörleri kardiyak yan etkilerden sorumlu başlıca etkenlerdir.

 

20’li Yaşlarda HL sıklığının arttığı görülmektedir

 

 

Epidemiyolojik çalışmalar HL’nın bimodal bir yaş dağılımı gösterdiği ve özellikle genç erişkin yaş grubunda sosyoekonomik durum ve geçirilmiş EBV infeksiyonunun etiyolojide önemli bir rolü olduğunu göstermektedir. Her ne kadar bizim çalışmamızda EBV sıklığı belirtilmemiş olsa da hastalara ait yaş dağılımı dikkat çekicidir. Genel olarak tüm hasta grubunda 20’li yaşlarda HL sıklığının arttığı görülmektedir.

 

Çalışmamızdaki HL olgularının cinsiyete göre farklı yaş dağılım eğrisi gösterdiği izlenmiştir. Kadın hastalarda bu dağılım genel hasta dağılımına benzerlik göstermekte iken, erkek hastalarda 20’li yaşlarda görülen ilk tepe eğrisi ile birlikte 40’lı yaşlarda ikinci bir tepe eğrisi oluşturmaktadır. Bu dağılım gelişmekte olan ülkelerde görülen yaş dağılımına benzemektedir. Yaş dağılımının cinsiyete göre farklılık göstermesinin nedenini açıklamak zordur.

 

Tüm hasta popülasyonunda 20’li yaşlarda bir tepe eğrisi izlenmesinin başlıca nedeni, kadın hastalarda bimodal dağılımın izlenmemesi ve erkek hasta sayısının kadınlara göre daha fazla sayıda olmasından kaynaklanıyor olabilir. Yaşla ilgili bir diğer dikkat çekici nokta, kadın olgularda hastalık görülme yaşının erkeklere oranla anlamlı derecede daha düşük yaşta olmasıdır.

 

 

Yapılan çalışmanın retrospektif bir çalışma olması, özellikle tanı anında etiyolojiden sorumlu olduğu düşünülen faktörlerin tam olarak belirlenememesine neden 62 olmaktadır. Ne yazık ki, tanı anında hastaların viral infeksiyonlarla ilişkisi, hastaların sosyoekonomik durumları, bireylerin aile yapıları, birey ve ailenin eğitim durumları, bireyin yaşam tarzı ve yaşadığı ortam, tonsillektomi hikayesi ve radyasyon maruziyeti gibi birçok özellik bu çalışmada değerlendirilememiştir.

 

Yukarıda bahsedilen olası etiyolojik faktörler konusundaki bilgilerin eksik veya yetersiz olması nedeniyle, çalışmamızdaki HL olgularının gerek yaş dağılım paterni, gerekse histolojik alt tipler ile olan ilişkisini belirlemek mümkün olmamıştır. Tüm dünyada olduğu gibi bu çalışma sonuçları da LDHL ve NLPHL olgularının diğer histolojik tiplerle karşılaştırıldığında daha az sıklıkta görüldüğünü göstermektedir. Daha önce de bahsedildiği gibi MCHL histolojik alt tipi gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde daha sık izlenmektedir.

 

Erkeklerde ise en sık MCHL olguları gözlemlenmiştir

 

 

Gelişmiş ülkelerde ise NSHL histolojik alt tipi HL olgularının yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Ayrıca NSHL’nın kadınlarda daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bizim çalışmamızın sonuçları incelendiğinde MCHL olguları tüm HL olgularının yüzde 40’nı, NSHL olguları ise yüzde 43’ünü oluşturmaktadır. Ayrıca kadınlarda NSHL olgularının yüzde 50’den daha fazla olduğu dikkat çekmektedir. Erkeklerde ise en sık MCHL olguları gözlemlenmiştir.

 

Ülkemizde erken evre HL olgularının değerlendirildiği bir çalışmada da MCHL en sık görülen histolojik alt tip olmuştur. Yaş ve histolojik alt tip dağılımı göz önüne alındığında, bizim sonuçlarımızın genel olarak gelişmekte olan ülkelere benzer olduğunu söylemek mümkündür.

 

Kaynak: Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Medikal Onkoloji bölümü’nde takip edilen Hodgkin lenfoma olgularının klinikopatolojik özellikleri Uzm. Dr. Saadettin Kılıçkap Yandal uzmanlık tezi

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.