Testis kanserinin belirtileri ve tespiti nasıl yapılır?

Testis kanserini mümkün olduğu kadar erken tespit edebilmek için, erkeklerin erken belirtileri tanıması, kendi kendine testis muayenesi tekniğini öğrenmesi ve belirtiler görüldüğünde doktorla konuşması önerilir.

Testis kanserinin belirtileri ve tespiti nasıl yapılır?

Testis kanseri hızlı büyüyen bir tümör türüdür ve bu nedenle erken tespiti çok önemlidir.

Testis tedavisinde, yalnızca daha başarılı bir tedavi için değil, aynı zamanda sağlıklı organlara ve erkeklere zarar verebilecek daha invazif terapötik prosedürlerden (kemoterapi ve radyasyon gibi) kaçınmak için de önemlidir.

Üreme kapasitesi. Bu nedenle mümkün olan en iyi sonuç için, hastalığın erken tanı yöntemlerinin yanı sıra neden olan/risk faktörlerinin anlaşılması da büyük önem taşımaktadır.

Risk grupları ve hastalığın özellikleri

Testis kanseri en sık 15 ila 35 yaş arasındaki erkekleri etkiler ve yeni teşhis edilen erkeklerin büyük çoğunluğu 30 ila 34 yaş grubundadır. Her yıl yeni hasta sayısı artıyor.

Testis tümörleri erken teşhis edilirse vakaların %95’inde tedavi edilebilir ve ölüm riski son derece düşüktür. Sorun, kanserin gelişmesine izin verilmesi ve diğer organlara yayılmasıdır; o zaman tedavi önemli ölçüde daha zordur.

Testis kanserini mümkün olduğu kadar erken tespit edebilmek için, erkeklerin erken belirtileri tanıması, kendi kendine testis muayenesi tekniğini öğrenmesi ve belirtiler görüldüğünde doktorla konuşması önerilir.

Testis kanseri erkek cinsiyet bezlerinde (testislerde) gelişir. Testosteron, döllenme için gerekli olan erkek cinsiyet hücreleri olan spermin oluşumunu ve olgunlaşmasını uyaran bir seks hormonu olan testislerde üretilir.

Testis kanserinin çeşitli türleri vardır ve bunlar, ortaya çıktıkları hücre tipine göre farklılık gösterir. Testis kanserinin en yaygın türü, vakaların %95’ini oluşturan germ hücreli kanserdir ve seminom ve seminom olmayan olarak ikiye ayrılır.

Testis kanseri belirtileri

Testis üzerinde ağrısız bir şişlik veya sertleşme, testis kanserinin en sık görülen erken belirtisidir ve testis kanseri olan hastaların çok küçük bir yüzdesi başlangıçta testislerde ağrı hisseder.

Bu nedenle düzenli olarak kendi kendine muayene önemlidir. Erken teşhis edildiğinde testis kanseri bezelye büyüklüğünde ve ağrısız olabilir ve genellikle tümör büyüdükçe ağrı ortaya çıkar.

Testis kanserinde semptomlar arasından gövde bölgesinde ağrı, alt karın veya kasıkta ağrı, bel ağrısı , testis kanserinin sonucu ise çoğunlukla ileri bir evreye işaret eder. Ancak bu belirtilere başka hastalıklar ve durumlar da neden olabilir.

Ağrılı boşalma veya ejakülatta kan. Her ne kadar sıklıkla testis kanserinin bir parçası olarak ortaya çıksa da, bu semptomlara daha zararsız başka durumlar da neden olabilir, ancak bunları fark ederseniz mümkün olan en kısa sürede doktorunuza başvurmalısınız.

Elbette yukarıda sıralanan üç klinik tablo en yaygın olanlardır; bu, bunların testis kanserinin tek belirtileri olduğu anlamına gelmez.

Nedenleri ve risk faktörleri

Çoğu durumda testis kanserine neyin sebep olduğu açık değildir. Sağlıklı testis hücrelerinin değişip kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlayarak testis içinde kitle oluşturmasıyla ortaya çıktığı bilinmektedir.

Testis kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, oluşma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteren faktörler gözlemlenmiştir:

  • İnmemiş testis (kriptorhizm) – testisler fetal gelişim sırasında karın bölgesinde oluşur ve çoğunlukla doğumdan önce iner. Testisleri hiç inmeyen erkeklerde testis kanseri gelişme riski daha yüksektir. Bir noktada testis cerrahi olarak skrotuma taşınsa bile kansere yakalanma riski daha yüksektir.
  • Anormal testis gelişimi : Klinefelter sendromu gibi testisin anormal şekilde gelişmesine neden olan durumlar riski artırabilir.
  • Ailede testis kanseri öyküsü – ailede testis kanseri olan biri varsa testis kanserine yakalanma riski artar
  • Daha önce testis kanseri teşhisi konmuşsa , daha önce testis kanseri geçirmiş olan erkeklerde ikinci testiste kanser gelişme olasılığı %12 ila 18 daha yüksektir.

Kendi kendine testis muayenesi

Kanserin erken evrelerinde etkilenen testislerde meydana gelen değişiklikler genellikle ağrısız olduğundan ve aile hekimliği doktorunun muayenesi nadiren testislerin muayenesini de içerdiğinden, düzenli kendi kendine muayene son derece önemlidir . Acı hissine güvenemeyeceğimiz için testislerin normal durumunu ve olası değişikliklerini görsel olarak ve dokunarak tanımayı öğrenmek gerekir.

Her durumda, ayda bir kez kendi kendine muayene yapmak yeterlidir ve bunu banyo veya duş sırasında veya sonrasında yapmak en iyisidir.

Bu, skrotumun en rahat olduğu zamandır, dolayısıyla değişiklikler en iyi dokunularak hissedilir.

Kendi kendine muayene için, görsel muayene amacıyla aynanın karşısında olmak tercih edilebilir.

Hastanın kendisine yönelik tavsiyeler şu şekilde özetlenebilir:

  • Genital bölgeye iyice bakın ve skrotumda herhangi bir şişlik veya genişleme, renk veya doku değişikliği olup olmadığına bakın. Muayene sırasında penisinizi yolunuza çıkmayacak şekilde tutun.
  • Her seferinde bir testisi kontrol edin.
  • Testisi her iki elin başparmağı ve uzatılmış diğer parmakları arasında tutun ve hafif bir baskıyla parmakların arasından geçirin.
  • Testisin arkasında yumuşak, küçük bir şişlik hissetmek normaldir. Epididimdir ve büyüme ve nodüllerden ayırt edilmelidir.
  • Testisin kendisi şişmeden ve sertleşmeden pürüzsüz olmalıdır. Palpe ederek topaklar, kalınlaşmalar, sertleşme veya şişlik olup olmadığına bakın.
  • Diğer testis üzerinde tekrarlayın. Bir testisin büyük olması, birinin diğerinden alçak olması da oldukça normaldir.
  • Bir değişiklik hissederseniz paniğe kapılmayın! Özellikle semptomların iki haftadan uzun sürmesi durumunda mümkün olan en kısa sürede doktora görünmek önemlidir.

Testis kanseri tanı ve tedavisi

Bir uzman tarafından tıbbi öykü ve testislerin fizik muayenesi incelendikten sonra, skrotum ultrasonu ve tümör belirteçleri beta-hCG, alfa-fetoprotein (AFP) ve laktat dehidrojenaz (LDH) için kan analizi yapılması gerekir.

Testis kanserinin tedavisi, hastalığın evresine ve tipine bağlı olarak, tümörden etkilenen testisin cerrahi olarak çıkarılması, kemoterapi ve radyoterapi ile gerçekleştirilir.

Tedavi kulağa korkutucu gelse de, hastalığın ileri aşamalara ilerlemesine izin vermek, kanserin tüm vücuda, hatta akciğerlere yayılmasına yol açabilir ve bu da etkilenen hasta için genellikle ölümcül olur.

Testislerin çıkarılması ameliyatı, testis kanserinin hemen hemen tüm türleri ve aşamaları için birincil tedavidir.

Bazı testis kanseri türlerinde ve testisin başlangıç aşamasında gerekli olan tek tedavi yöntemi olabilir. Anestezi altında kasık bölgesinden yapılan bir kesi ile hastanın testisi çıkarılır, testis torbasından ayrılır ve bütünüyle dışarı çıkarılır ( kasık orşiektomi ).

Ameliyat sonrasında testislerin yeniden yapılandırılması da mümkündür.

Çıkarılan tümör, hastalığın son tipini ve evresini belirleyen patolojiye yönlendirilir. Testis kanserinin varlığı doğrulandığında MSCT incelemesi ile olası metastazların ileri tanısı gerçekleştirilir.

Tümör yayılımı tespit edilirse veya zaten uzak metastazlar varsa, ameliyattan sonra ek olarak adjuvan kemoterapi (kimyasal bileşikler) veya radyoterapi (radyasyon) uygulanır.

Tedaviden sonraki yaşam

Testis kanseri tedavisi bittikten sonra düzenli kontroller yapılır. Erkeklerde testis kanseri tedavisinin cinsel güç üzerindeki etkilerine ilişkin korku sıklıkla devam etmektedir.


Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki testis kanseri nedeniyle tek testisin ameliyat edilmesi, erkeğin cinsel gücünün kaybıyla sonuçlanmaz.

Bu tür erkekler tedavi sonrasında, ister sadece ameliyat olsun, ister her üç tedavi türü (kemoterapi ve radyasyon) uygulanmış olsun, cinsel güce sahip olurlar ve ameliyat öncesindeki gibi normal bir cinsel yaşama sahip olabilirler.

Testis kanserli hastalarda cinsel güçte azalma ya da kayıp, çoğunlukla kötü huylu bir hastalığın varlığıyla duygusal başa çıkmanın zorluğu nedeniyle, hastalığın başlangıcında ya da öğrenilmesiyle ortaya çıkabilir.

Kabullenmenin yolu bireye ve çevresine bağlı olduğu kadar, başta partnerler olmak üzere sevdiklerinin desteğine ve anlayışına da bağlıdır.

Her durumda olumlu düşünerek ve hastalığı anlayarak güvensizlik ve korku kaybolur, cinsel güç geri gelir.

Doğurganlık konusunda, testis tümörü veya hastalığın operasyon öncesindeki evresi hakkında kesin bir patohistolojik tanıya sahip olmadığımız için tedavinin yalnızca operatif mi yoksa adjuvan kemoterapi ve/veya radyoterapi mi olacağını bilmiyoruz.

Bu nedenle hastalara genellikle ameliyattan önce bir sperm örneğini sperm bankasında saklamaları tavsiye edilir, böylece (kemoterapi veya radyasyon tedavisi almaları durumunda) sperm örneğinin gelecek nesiller için saklanması sağlanır.

Kemoterapi ve/veya radyasyon kullanılmadan bir testis çıkarılırsa, bu tür erkeklerde genellikle başarılı bir döllenme için yeterli olan yeterli veya bir miktar azalmış sperm sayısı olur.

Testis kanseri taraması

Testis kanserli hastaların uzun süreli sağ kalımı göz önüne alındığında, hastalığın erken tanınması, etkilenen kişiye yaklaşımın anahtarı olduğu gibi, hastaların üreme kapasitesinin korunmasının da düşünülmesi önemlidir.

Risk popülasyonunda tarama programlarının ve testis kanserine yönelik proaktif araştırmaların bulunmaması nedeniyle hastalık sıklıkla zamanında tespit edilemediğinden, bu soruna ilişkin farkındalığın çeşitli düzeylerde artırılması ve bunun spesifik önleme ve koruma önlemlerine dahil edilmesi önemlidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.