Türk bilim insanlarından KKKA aşısı müjdesi! Dünya için bir ilk olacak

Türkiye, COVID-19 salgını sırasında yerli aşı Turkovac ile elde ettiği başarıyı ve tecrübeyi, şimdi de kritik bir halk sağlığı tehdidi olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) aşısı geliştirmek için kullanıyor. Sabah Gazetesi’nden Gül Kireklo’nun haberine göre, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ateş Kara, bu çığır açıcı gelişmeyi duyurdu. Prof. Dr. Kara’nın açıklamasına göre, KKKA aşısının 2 yıl içinde kullanıma hazır olması bekleniyor ve bu, dünyada otoriterler tarafından onaylanmış ilk KKKA aşısı olacak.

KKKA: Ölümcül Bir Tehdit ve Tedavisiz Bir Hastalık

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), özellikle ilkbaharın son ayları ve yaz mevsiminde ülkemizde artan kene ısırmalarıyla yayılan, ‘nairovirüs’ adı verilen bir virüsün neden olduğu ölümcül bir enfeksiyondur. Türkiye de dahil olmak üzere Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Afrika’da yaygın olarak görülen bu hastalık, ortaya çıktıktan sonra bugün için etkinliği kesin kanıtlanmış bir tedavisi bulunmuyor. Yüksek ateş, halsizlik, yaygın kas ve eklem ağrıları gibi semptomlarla başlayan hastalık, ilerleyen durumlarda iç organlarda ve deride ciddi kanamalara yol açarak ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.

Turkovac Tecrübesiyle Yeni Bir Dönem: “Üreten Sağlık” İlkesi

TÜSEB, “Üreten Sağlık” ilkesi çerçevesinde, COVID-19’a karşı geliştirilen Turkovac aşısından kazanılan bilimsel birikim ve üretim tecrübesini kuduz ve KKKA aşılarının geliştirilmesine aktarıyor. Prof. Dr. Ateş Kara, Kayseri Erciyes Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi ile iş birliği içinde yürütülen KKKA aşısı çalışmalarında, Türkiye’nin dünyada en ileri noktada olduğunu vurguladı. Bu başarılı ilerlemeyle birlikte, kuduz aşısının yakın bir dönemde, KKKA aşısının ise önümüzdeki 2 yıl içinde üretime başlanması hedefleniyor.

Kene Isırıklarına Dikkat: Önleme ve Erken Müdahale Hayati

KKKA, özellikle İç Anadolu ve Kuzey Karadeniz gibi bölgelerde yoğun olarak görülmektedir. Havaların ısınmasıyla doğayla temasın artması, tarım, hayvancılık ve piknik gibi açık alan faaliyetlerinin yoğunlaşması, kene ısırığı riskini beraberinde getiriyor. Uzmanlar, doğadan eve dönüldükten sonra kollar, bacaklar, sırt ve saçlı deri gibi açıkta kalan bölgelerin mutlaka kene kontrolünden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.