Kısırlık, kadınlarda kalp hastalığı riskini artırıyor
Atina Ulusal ve Kapodistrias Üniversitesi’nden yapılan yeni bir çalışma, 40 yaşın altındaki kısırlık yaşayan kadınlarda kalp hastalığı olasılığının yüzde 20 daha yüksek olduğunu gösterdi.

Atina Ulusal ve Kapodistrias Üniversitesi’nden yapılan yeni bir çalışma, kısırlık sorunu yaşayan kadınların kalp hastalığı ve felç riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırma özellikle genç kadınların ve tüp bebek tedavisi görmüş olanların en büyük risk altında olduğunu belirtiyor.
Kopenhag’da düzenlenen Avrupa Pediatrik Endokrinoloji Derneği ve Avrupa Endokrinoloji Derneği’nin ortak toplantısında sunulan bu bulgular, kısırlığın gelecekteki kalp sağlığı sorunlarının önemli bir erken uyarı işareti olabileceğine işaret ediyor.
Kısırlık: Kalp Sağlığının Erken Uyarı İşareti mi?
Araştırmanın baş araştırmacısı, Atina Ulusal ve Kapodistrias Üniversitesi’nden endokrinolog Dr. Elena Armeni, “Çalışma, kısırlığın gelecekteki kalp sağlığı sorunlarının erken uyarı işareti olabileceğini öne sürüyor” dedi. Bu bulgu, üreme sağlığı ile kardiyovasküler sağlık arasındaki potansiyel bağlantıyı vurguluyor.
Araştırmacılar, bu kapsamlı analiz için kısırlık yaşayan yaklaşık 179.000 kadın ve kısırlık yaşamayan yaklaşık 3,4 milyon kadını içeren 21 farklı çalışmadan veri topladı. İki grup arasındaki kalp sağlığı göstergeleri karşılaştırıldığında, kısırlık sorunu olan kadınlarda şu risk artışları gözlendi:
- Kalp hastalığı riski yüzde 17 arttı.
- İnme (felç) riski yüzde 16 arttı.
- Kalp veya damarları etkileyen sağlık sorunlarının (kardiyovasküler olaylar) riski yüzde 14 arttı.
En Büyük Risk Genç Kadınlarda ve Tedavi Görenlerde
Çalışmanın en dikkat çekici sonuçlarından biri, kalp hastalığı riskinin özellikle genç kadınlarda daha yüksek olduğuydu. Araştırma, 40 yaşın altındaki kısırlık yaşayan kadınlarda kalp hastalığı olasılığının yüzde 20 daha yüksek olduğunu gösterdi.
Buna ek olarak, kısırlık tedavisi (yardımcı üreme teknolojileri, örneğin tüp bebek) gören kadınlarda da kalp sağlığı riskinin yüzde 18 daha yüksek olduğu belirtildi. Bu durum, kısırlık tedavisinin uzun vadeli etkileri hakkında önemli soruları gündeme getiriyor.
Not: Bu içerik sadece rehberlik amaçlı olup kişisel ihtiyaçlarınıza göre tasarlanmamıştır. İçerik, uzman tıbbi tavsiye yerine geçmez.