google.com, pub-4494608888892712, DIRECT, f08c47fec0942fa0

Düşüklerin gizemini çözen kan testi

Kadın sağlığında çığır açan gelişme! Düşüklerin gizemini çözen kan testi ile gebelik kayıpları önlenebilir. İşte detaylar.

16.03.2025 Düzenleme: 16.03.2025 12:36
Düşüklerin gizemini çözen kan testi

Danimarkalı bir jinekolog liderliğindeki doktor ekibi, düşüklerin nedenlerini daha iyi anlamak ve bazı durumlarda önlemeye yardımcı olmak amacıyla yürüttükleri araştırmayla, basit bir kan testinin bazı kadınların neden gebeliği sürdüremediğini açıklayabileceğini ortaya koydu. Bu buluş, dünya genelinde gebelik kaybı yaşayan milyonlarca kadına umut vadediyor.

Düşük: Erken Teşhis

Kopenhag Üniversitesi’nden Dr. Henriette Svarre Nielsen ve ekibinin The Lancet dergisinde yayımlanan araştırması, kendiliğinden düşüklerin kromozomal bir anomaliden mi yoksa başka bir nedenden mi kaynaklandığını belirlemeye odaklanıyor. Önceki testlerden farklı olarak bu yeni kan testi, gebeliğin en erken döneminde, beşinci haftadan itibaren uygulanabiliyor. Dr. Svarre Nielsen, “Gebeliğin sonlandırılması durumunda annenin kanında test yaparak fetüsün genetik özelliklerini tespit edebiliyoruz” diyor.

Yaygın Uygulama ve Yüksek Katılım

Danimarka’da daha önce bu tür bir test, yalnızca üst üste üç düşük yapan ve gebelik süresi on hafta veya daha uzun olan kadınlara sunuluyordu. Ancak Hvidovre kliniği, düşük yaptıktan sonra acil servise başvuran tüm kadınlara bu kan testini sunmaya başladı. Dr. Svarre Nielsen, katılım oranının yüzde 75’in üzerinde olduğunu belirtiyor.

Kromozomal Anomaliler ve Diğer Nedenler

Kan testinden elde edilen embriyo veya fetüs DNA‘sı analiz edilerek, gebeliğin devamını engelleyen kromozomal bir anormallik olup olmadığı belirleniyor. Vakaların yüzde 50 ila 60’ında kromozomal anormallik tespit ediliyor. Eğer kromozomal bir anormallik yoksa, doktorlar hormonal dengesizlikler, endokrin hastalıkları, pıhtılaşma sorunları ve yaşam tarzı gibi diğer olası nedenleri araştırıyor. 2020 yılında başlatılan ve devam eden COPL projesi, düşük yapan kadınlardan toplanan verilerle kapsamlı bir veri tabanı oluşturmayı hedefliyor. Dr. Svarre Nielsen, bu veri tabanının düşükler, üreme ve kadın sağlığı sorunlarına odaklanmak için güvenilir bir kaynak olacağını vurguluyor.

Düşüklerin Psikolojik Etkileri ve Toplumsal Tabu

Araştırmaya katılan Rikke Hemmingsen, iki çocuğunu doğurmadan önce üç düşük yaşamış bir kadın olarak, projenin “daha az kadının kendisi ve diğer birçok kadının yaşadığı şeyleri yaşama umudu verdiğini” belirtiyor. Hemmingsen, düşüklerin ardından yaşanan özel dramların toplum içinde nadiren tartışıldığını ve bu durumun uygun tedaviye erişimi zorlaştırdığını ifade ediyor. Dr. Svarre Nielsen, araştırma sonuçlarının dünya çapında her yıl gerçekleşen 30 milyon kendiliğinden düşük vakasının yüzde 5’inin önlenmesine yardımcı olabileceğini öngörüyor. Bu, milyonlarca kadının gebelik kaybı yaşamasını engelleyebilecek önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Not: Bu içerik sadece rehberlik amaçlı olup kişisel ihtiyaçlarınıza göre tasarlanmamıştır. İçerik, uzman tıbbi tavsiye yerine geçmez.

YAZAR BİLGİSİ
İspanya'da yaşıyor ve sevdiği mesleği yapıyor:)